|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir tarafa doğru hareket etme |
lateroduction i.
|
|
2 |
Genel |
birdenbire başka bir tarafa yönelme |
swerve i.
|
|
3 |
Genel |
bir diğer tarafa çevirme |
sluing i.
|
|
4 |
Genel |
bir tarafın diğer tarafa göre üstünlüğü |
balance i.
|
|
5 |
Genel |
bir tarafa yatıklık |
lopsidedness i.
|
|
6 |
Genel |
bir tarafa yatırma |
heeling i.
|
|
7 |
Genel |
(araçtaki yük) bir tarafa kaymak |
shift f.
|
|
8 |
Genel |
bir tarafa etki etmek |
bias f.
|
|
9 |
Genel |
bir tarafa koymak |
set aside f.
|
|
10 |
Genel |
bir tarafa atmak |
slough off f.
|
|
11 |
Genel |
bir şeyi bir tarafa ayırmak |
set something apart f.
|
|
12 |
Genel |
birdenbire başka bir tarafa yönelmek |
swerve f.
|
|
13 |
Genel |
bir tarafa koymak |
set apart f.
|
|
14 |
Genel |
bir tarafa koymak |
put away f.
|
|
|
15 |
Genel |
bir tarafa bırakmak |
set aside f.
|
|
16 |
Genel |
bir tarafa doğru yavaş yavaş gitmek |
edge f.
|
|
17 |
Genel |
(sonradan kullanmak için) bir tarafa koymak |
lay aside by f.
|
|
18 |
Genel |
(bir anlaşmayı) resmi olarak karşı tarafa teslim edip yasallaştırmak |
deliver underhand and seal f.
|
|
19 |
Genel |
yanallaştırmak için bir tarafa hareket ettirmek |
lateralize f.
|
|
20 |
Genel |
yanallaştırmak için bir tarafa hareket ettirmek |
lateralise f.
|
|
21 |
Genel |
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak |
make f.
|
|
22 |
Genel |
(bir nesneden veya yönden) başka tarafa bakmak |
unfix f.
|
|
23 |
Genel |
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek |
jibe f.
|
|
24 |
Genel |
yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak |
hang f.
|
|
25 |
Genel |
belirli bir tarafa yönlendirmek |
route f.
|
|
26 |
Genel |
(birini, bir şeyi) bir tarafa savurur gibi hareket ettirmek |
plunk f.
|
|
27 |
Genel |
bir tarafa koymak |
sepose [obsolete] f.
|
|
28 |
Genel |
bir tarafa konmuş |
set aside s.
|
|
29 |
Genel |
bir tarafa atılmış |
on the shelf s.
|
|
30 |
Genel |
bir tarafa yatık |
lopsided s.
|
|
31 |
Genel |
bir tarafa yatık |
lop-sided s.
|
|
32 |
Genel |
bir tarafa sarkan |
lobsided s.
|
|
33 |
Genel |
bir tarafa yaslanan |
lobsided s.
|
|
34 |
Genel |
bir tarafa yatırılmış |
heeled s.
|
|
|
35 |
Genel |
bir taraftan öbür tarafa geçen |
cross s.
|
|
36 |
Genel |
bir tarafa doğru olan |
side-on s.
|
|
37 |
Genel |
bir tarafa yönlendirilmiş |
side-on s.
|
|
38 |
Genel |
bu bir tarafa |
not only that zf.
|
|
39 |
Genel |
herhangi bir tarafa |
whitherward zf.
|
|
40 |
Genel |
şaka bir tarafa |
joking apart zf.
|
|
41 |
Genel |
şaka bir tarafa |
joking aside zf.
|
|
42 |
Genel |
bir tarafa (bırakırsak) |
aside zf.
|
|
43 |
Genel |
bir taraftan diğer tarafa |
widthwise zf.
|
|
44 |
Genel |
her tarafa yayılan bir şekilde |
pervasively zf.
|
|
45 |
Genel |
bir tarafa yatık biçimde |
lopsidedly zf.
|
|
46 |
Genel |
bir tarafa doğru |
obliquely zf.
|
|
47 |
Genel |
bir tarafa çevrilerek |
skew-whiff zf.
|
|
48 |
Genel |
bir tarafa doğru |
slant zf.
|
|
49 |
Genel |
ilaveten bu bir tarafa |
as well as bağ.
|
|
50 |
Genel |
bu bir tarafa |
as well as bağ.
|
|
51 |
Genel |
bir tarafa bırakırsak |
discounting the fact that bağ.
|
|
52 |
Genel |
bir tarafa bırakırsak |
ignoring the fact that bağ.
|
|
53 |
Genel |
bir tarafa atarsak |
ignoring the fact that bağ.
|
|
54 |
Genel |
bir tarafa bırakırsak |
dismissing the fact that bağ.
|
|
Phrasals |
|
55 |
Öbek Fiiller |
bir tarafa koymak |
put by f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi öndekine/ön tarafa uzatmak |
pass something forward f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
bir tarafa ayırmak |
put aside f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) eğilmek |
sway to (something) f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) meyil etmek |
sway to (something) f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek |
sway to (something) f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) dönmek |
sway to (something) f.
|
|
62 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) sapmak |
sway to (something) f.
|
|
63 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) eğilmek |
sway toward (something) f.
|
|
64 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) meyil etmek |
sway toward (something) f.
|
|
65 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek |
sway toward (something) f.
|
|
66 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) dönmek |
sway toward (something) f.
|
|
67 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) sapmak |
sway toward (something) f.
|
|
68 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak |
sway toward (something) f.
|
|
69 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak |
sway toward (something) f.
|
|
70 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeye/tarafa) meyletmeye başlamak |
sway toward (something) f.
|
|
71 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeye/tarafa) eğilim göstermek |
sway toward (something) f.
|
|
72 |
Öbek Fiiller |
(başka bir şeye/tarafa) doğru yönlenmek |
sway toward (something) f.
|
|
73 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru sallanmak |
swing to (someone or something) f.
|
|
74 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru dönmek |
swing to (someone or something) f.
|
|
|
75 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru savurmak |
swing to (someone or something) f.
|
|
76 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru götürmek |
swing to (someone or something) f.
|
|
77 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru almak |
swing to (someone or something) f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
(bir tarafa) doğru sürüklemek |
swing to (someone or something) f.
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir tarafa ayırmak |
set something aside f.
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir o tarafa bir bu tarafa sektirmek |
bounce something back and forth f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
(gemiyi, tekneyi) (bir şeyden) uzağa/başka tarafa yönlendirmek |
bear off from (something) f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
(gemiyi, tekneyi) bir engelden uzağa/başka tarafa yönlendirmek |
bear off from (something) f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
(gemiyi, tekneyi) bir tehlikeden uzağa/başka tarafa yönlendirmek |
bear off from (something) f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
bir tarafa yönelmek |
look out on f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
bir tarafa yönelmek |
look out over f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak |
face away (from someone or something) f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kırıp birini diğer tarafa geçirmek |
knock through (something) f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
(herhangi bir tarafa) meyletmek/eğilmek |
list to (some direction) f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru yatmak |
list to (some direction) f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/tarafa) doğru dönmek/sapmak |
list to (some direction) f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak |
look away (from someone or something) f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
(bir şey için) bir tarafa/kenara (bir şey) koymak |
set (something) apart (for something) f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak |
turn away from (someone or something) f.
|
|
Phrases |
|
94 |
İfadeler |
bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak |
slant something toward someone or something f.
|
|
95 |
İfadeler |
bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak |
slant something in favor of someone or something f.
|
|
96 |
İfadeler |
şimdi bunları bir kenara/tarafa bırakalım millet |
but seriously, folks expr.
|
|
97 |
İfadeler |
bir tarafa bırakırsak |
putting aside the fact that expr.
|
|
98 |
İfadeler |
dört bir tarafa/yana |
ever which way expr.
|
|
99 |
İfadeler |
dört bir tarafa/yana |
every which where expr.
|
|
Colloquial |
|
100 |
Konuşma Dili |
bir taraftan diğer tarafa |
from side to side zf.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle |
lefty loosey, righty tighty expr.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle |
righty tighty, lefty loosey expr.
|
|
Idioms |
|
103 |
Deyim |
oyunu (birinden veya bir şeyden) yana/tarafa kullanmak |
cast (one's) vote f.
|
|
104 |
Deyim |
bir tarafa not etmek |
enter in f.
|
|
105 |
Deyim |
bir tarafa bırakmak |
place something on one side f.
|
|
106 |
Deyim |
bir tarafa meyletmek/eğilmek |
list to a direction f.
|
|
107 |
Deyim |
dört bir tarafa dağılmış olmak |
be scattered to the four winds f.
|
|
108 |
Deyim |
bir o tarafa bir bu tarafa gitmek |
back and fill [us] f.
|
|
109 |
Deyim |
(bir şeye/tarafa) fazla ağırlık vermek |
err on the side of (something) f.
|
|
110 |
Deyim |
bir şeye/tarafa fazla ağırlık vermek |
err on the side of something f.
|
|
111 |
Deyim |
aniden (bir tarafa doğru) yön değiştirmek |
jog to (some direction) f.
|
|
112 |
Deyim |
bir tarafa daha iyi davranmak |
play favourites [uk] f.
|
|
113 |
Deyim |
teraziyi (bir tarafa) eğmek |
tilt the scale f.
|
|
114 |
Deyim |
teraziyi (bir tarafa) eğmek |
tilt the scales f.
|
|
115 |
Deyim |
şaka bir tarafa |
(all) joking apart [uk] expr.
|
|
116 |
Deyim |
şaka bir tarafa |
(all) joking aside expr.
|
|
117 |
Deyim |
şaka bir tarafa |
(all) kidding aside expr.
|
|
Speaking |
|
118 |
Konuşma |
dört bir tarafa/yana |
every which way expr.
|
|
Trade/Economic |
|
119 |
Ticaret/Ekonomi |
bir sözleşme yapılmasında taraflardan birinin kendi koşullarını diğer tarafa kabul ettirebilme gücü |
bargaining power i.
|
|
Law |
|
120 |
Hukuk |
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık |
hostile witness i.
|
|
121 |
Hukuk |
bir dava sonucunda kaybeden tarafın kazanan tarafa ödeyeceği tutarı belgeleyen mahkeme kararı belgesi |
allocatur i.
|
|
122 |
Hukuk |
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık |
adverse witness i.
|
|
123 |
Hukuk |
bir arazi taksimatında fazla alan tarafın az alan tarafa yaptığı fark ödemesi |
owelty of partition i.
|
|
124 |
Hukuk |
(medeni hukuk) tarafsız bir yedieminin davaya konu olan mülkü elinde tutup ait olduğuna hükmedilen tarafa iade etmeyi kabul ettiği teminat türü |
sequestration i.
|
|
Insurance |
|
125 |
Sigortacılık |
sigortalının üçüncü bir tarafa karşı haksız bir fiil işlemesi halinde onun yasal sorumluluğunu kapsayan sigorta |
personal liability insurance i.
|
|
Technical |
|
126 |
Teknik |
ana yola paralel olup bir tarafa sapma |
lateral i.
|
|
127 |
Teknik |
ana galeriye paralel olup bir tarafa sapma |
lateral i.
|
|
128 |
Teknik |
bir tarafa koymak |
put away f.
|
|
129 |
Teknik |
bir tarafa doğru yatmak |
indene f.
|
|
130 |
Teknik |
bir tarafa yatırmak |
heel f.
|
|
131 |
Teknik |
bir tarafa yatmak |
bank f.
|
|
132 |
Teknik |
bir tarafa saptırmak |
deviate f.
|
|
133 |
Teknik |
bir tarafa yatık |
inclined to one side s.
|
|
134 |
Teknik |
bir tarafa doğru yatmış |
sideling s.
|
|
135 |
Teknik |
bir tarafa şevli |
sloping towards s.
|
|
136 |
Teknik |
başı veya burnu bir tarafa çevrili |
headed into s.
|
|
137 |
Teknik |
bir taraftan diğer tarafa |
through zf.
|
|
138 |
Teknik |
bir taraftan diğer tarafa |
thru zf.
|
|
Telecom |
|
139 |
Telekom |
el yazısı ve çizimlerin kalem hareketleri kopyalanarak karşı tarafa iletimini sağlayan bir yöntem |
telautography i.
|
|
Railway |
|
140 |
Demiryolu |
onarım sırasında rayları geçici olarak tek bir tarafa çeviren mekanizma |
shoefly i.
|
|
Aeronautic |
|
141 |
Havacılık |
uçakta bir tarafa yatmak |
bank f.
|
|
142 |
Havacılık |
başı bir tarafa çevrili |
headed into s.
|
|
143 |
Havacılık |
burnu bir tarafa çevrili |
headed into s.
|
|
Marine |
|
144 |
Denizcilik |
iki direkli bir gemide baş tarafa yakın direk |
foremast i.
|
|
145 |
Denizcilik |
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirme |
jibe i.
|
|
146 |
Denizcilik |
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat |
preventer i.
|
|
147 |
Denizcilik |
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat |
preventer stay i.
|
|
148 |
Denizcilik |
başı bir tarafa doğru olmak |
head f.
|
|
149 |
Denizcilik |
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek |
jib f.
|
|
150 |
Denizcilik |
pruva yelkeni bir tarafa, ana yelkeni diğer tarafa açılmış (sübye armalı gemi) |
goosewinged s.
|
|
Medical |
|
151 |
Medikal |
yılanvari kıvrımlarla bir taraftan diğer tarafa uzanan oluşum |
serpiginous i.
|
|
Pathology |
|
152 |
Patoloji |
iç organın normal yerinden zıt bir tarafa kayması |
transposal i.
|
|
Botanic |
|
153 |
Botanik |
tek tarafa bakan sarı renkli çiçek salkımları olan avrupa'ya özgü bir kurtluca |
woodland germander (teucrium scorodonia) i.
|
|
154 |
Botanik |
tek tarafa bakan sarı renkli çiçek salkımları olan avrupa'ya özgü bir kurtluca |
wood sage i.
|
|
155 |
Botanik |
bir tarafa eşit oranda eğilen |
homomallous s.
|
|
156 |
Botanik |
bir tarafa eşit oranda kıvrılan |
homomallous s.
|
|
Philosophy |
|
157 |
Felsefe |
bir şeyi bilmiyormuş gibi yapıp ustaca sorular sorarak karşı tarafa yanlış düşüncelerinin farkına vardırma |
irony i.
|
|
Military |
|
158 |
Askeri |
(uzay kullanımında) düşmanın abd'ye veya üçüncü bir tarafa ait uzay sistemleri ve hizmetlerini kendi avantajına kullanmasını önleyici tedbirler |
prevention i.
|
|
159 |
Askeri |
(birlikler) yavaşça bir tarafa hareket etmek |
shog f.
|
|
Sport |
|
160 |
Spor |
(kriket) topun ters tarafa yollandığı bir atış türü |
pull i.
|
|
161 |
Spor |
(bir tarafa düşecek şekilde) topa vurmak |
cut f.
|
|
Wagering |
|
162 |
Bahisçilik |
bir oyunun muhtemel sonucunu eşitlemek ve bahsin değerini arttırmak için güçsüz olan tarafa tanınan |
handicap i.
|
|
Archaic |
|
163 |
Eski Kullanım |
bir tarafa sarkan |
lapsided s.
|
|
164 |
Eski Kullanım |
bir tarafa yatık |
lapsided s.
|
|
165 |
Eski Kullanım |
bir tarafa doğru |
slope zf.
|
|
Slang |
|
166 |
Argo |
bir tarafın diğer tarafa karşı acıma duyduğu seks |
mercy fuck i.
|
|
167 |
Argo |
küçük araçların enkazının her tarafa/çok geniş bir alana dağıldığı kaza mahalli |
yard-sale i.
|
|
168 |
Argo |
ağzı yüzü bir tarafa kaymış |
bent out of shape s.
|
|