bir tarafa - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir tarafa



"bir tarafa" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir tarafa away zf.
bir tarafa apart zf.
bir tarafa aside zf.
bir tarafa side zf.
Idioms
bir tarafa to one side zf.
bir tarafa off to one side expr.

"bir tarafa" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 168 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir tarafa doğru hareket etme lateroduction i.
birdenbire başka bir tarafa yönelme swerve i.
bir diğer tarafa çevirme sluing i.
bir tarafın diğer tarafa göre üstünlüğü balance i.
bir tarafa yatıklık lopsidedness i.
bir tarafa yatırma heeling i.
(araçtaki yük) bir tarafa kaymak shift f.
bir tarafa etki etmek bias f.
bir tarafa koymak set aside f.
bir tarafa atmak slough off f.
bir şeyi bir tarafa ayırmak set something apart f.
birdenbire başka bir tarafa yönelmek swerve f.
bir tarafa koymak set apart f.
bir tarafa koymak put away f.
bir tarafa bırakmak set aside f.
bir tarafa doğru yavaş yavaş gitmek edge f.
(sonradan kullanmak için) bir tarafa koymak lay aside by f.
(bir anlaşmayı) resmi olarak karşı tarafa teslim edip yasallaştırmak deliver underhand and seal f.
yanallaştırmak için bir tarafa hareket ettirmek lateralize f.
yanallaştırmak için bir tarafa hareket ettirmek lateralise f.
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak make f.
(bir nesneden veya yönden) başka tarafa bakmak unfix f.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jibe f.
yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak hang f.
belirli bir tarafa yönlendirmek route f.
(birini, bir şeyi) bir tarafa savurur gibi hareket ettirmek plunk f.
bir tarafa koymak sepose [obsolete] f.
bir tarafa konmuş set aside s.
bir tarafa atılmış on the shelf s.
bir tarafa yatık lopsided s.
bir tarafa yatık lop-sided s.
bir tarafa sarkan lobsided s.
bir tarafa yaslanan lobsided s.
bir tarafa yatırılmış heeled s.
bir taraftan öbür tarafa geçen cross s.
bir tarafa doğru olan side-on s.
bir tarafa yönlendirilmiş side-on s.
bu bir tarafa not only that zf.
herhangi bir tarafa whitherward zf.
şaka bir tarafa joking apart zf.
şaka bir tarafa joking aside zf.
bir tarafa (bırakırsak) aside zf.
bir taraftan diğer tarafa widthwise zf.
her tarafa yayılan bir şekilde pervasively zf.
bir tarafa yatık biçimde lopsidedly zf.
bir tarafa doğru obliquely zf.
bir tarafa çevrilerek skew-whiff zf.
bir tarafa doğru slant zf.
ilaveten bu bir tarafa as well as bağ.
bu bir tarafa as well as bağ.
bir tarafa bırakırsak discounting the fact that bağ.
bir tarafa bırakırsak ignoring the fact that bağ.
bir tarafa atarsak ignoring the fact that bağ.
bir tarafa bırakırsak dismissing the fact that bağ.
Phrasals
bir tarafa koymak put by f.
bir şeyi öndekine/ön tarafa uzatmak pass something forward f.
bir tarafa ayırmak put aside f.
(bir şeye/tarafa) eğilmek sway to (something) f.
(bir şeye/tarafa) meyil etmek sway to (something) f.
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek sway to (something) f.
(bir şeye/tarafa) dönmek sway to (something) f.
(bir şeye/tarafa) sapmak sway to (something) f.
(bir şeye/tarafa) eğilmek sway toward (something) f.
(bir şeye/tarafa) meyil etmek sway toward (something) f.
(bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek sway toward (something) f.
(bir şeye/tarafa) dönmek sway toward (something) f.
(bir şeye/tarafa) sapmak sway toward (something) f.
(bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak sway toward (something) f.
(başka bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak sway toward (something) f.
(başka bir şeye/tarafa) meyletmeye başlamak sway toward (something) f.
(başka bir şeye/tarafa) eğilim göstermek sway toward (something) f.
(başka bir şeye/tarafa) doğru yönlenmek sway toward (something) f.
(bir tarafa) doğru sallanmak swing to (someone or something) f.
(bir tarafa) doğru dönmek swing to (someone or something) f.
(bir tarafa) doğru savurmak swing to (someone or something) f.
(bir tarafa) doğru götürmek swing to (someone or something) f.
(bir tarafa) doğru almak swing to (someone or something) f.
(bir tarafa) doğru sürüklemek swing to (someone or something) f.
bir şeyi bir tarafa ayırmak set something aside f.
bir şeyi bir o tarafa bir bu tarafa sektirmek bounce something back and forth f.
(gemiyi, tekneyi) (bir şeyden) uzağa/başka tarafa yönlendirmek bear off from (something) f.
(gemiyi, tekneyi) bir engelden uzağa/başka tarafa yönlendirmek bear off from (something) f.
(gemiyi, tekneyi) bir tehlikeden uzağa/başka tarafa yönlendirmek bear off from (something) f.
bir tarafa yönelmek look out on f.
bir tarafa yönelmek look out over f.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak face away (from someone or something) f.
(bir şeyi) kırıp birini diğer tarafa geçirmek knock through (something) f.
(herhangi bir tarafa) meyletmek/eğilmek list to (some direction) f.
(bir şeye/tarafa) doğru yatmak list to (some direction) f.
(bir şeye/tarafa) doğru dönmek/sapmak list to (some direction) f.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak look away (from someone or something) f.
(bir şey için) bir tarafa/kenara (bir şey) koymak set (something) apart (for something) f.
(birinden/bir şeyden) başka tarafa bakmak turn away from (someone or something) f.
Phrases
bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak slant something toward someone or something f.
bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak slant something in favor of someone or something f.
şimdi bunları bir kenara/tarafa bırakalım millet but seriously, folks expr.
bir tarafa bırakırsak putting aside the fact that expr.
dört bir tarafa/yana ever which way expr.
dört bir tarafa/yana every which where expr.
Colloquial
bir taraftan diğer tarafa from side to side zf.
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle lefty loosey, righty tighty expr.
kapak, vida gibi şeylerin hangi tarafa çevrildiğinde sıkıldığını ve hangi tarafa çevrildiğinde açıldığını unutmamak için kullanılan hatırlatıcı bir cümle righty tighty, lefty loosey expr.
Idioms
oyunu (birinden veya bir şeyden) yana/tarafa kullanmak cast (one's) vote f.
bir tarafa not etmek enter in f.
bir tarafa bırakmak place something on one side f.
bir tarafa meyletmek/eğilmek list to a direction f.
dört bir tarafa dağılmış olmak be scattered to the four winds f.
bir o tarafa bir bu tarafa gitmek back and fill [us] f.
(bir şeye/tarafa) fazla ağırlık vermek err on the side of (something) f.
bir şeye/tarafa fazla ağırlık vermek err on the side of something f.
aniden (bir tarafa doğru) yön değiştirmek jog to (some direction) f.
bir tarafa daha iyi davranmak play favourites [uk] f.
teraziyi (bir tarafa) eğmek tilt the scale f.
teraziyi (bir tarafa) eğmek tilt the scales f.
şaka bir tarafa (all) joking apart [uk] expr.
şaka bir tarafa (all) joking aside expr.
şaka bir tarafa (all) kidding aside expr.
Speaking
dört bir tarafa/yana every which way expr.
Trade/Economic
bir sözleşme yapılmasında taraflardan birinin kendi koşullarını diğer tarafa kabul ettirebilme gücü bargaining power i.
Law
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık hostile witness i.
bir dava sonucunda kaybeden tarafın kazanan tarafa ödeyeceği tutarı belgeleyen mahkeme kararı belgesi allocatur i.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık adverse witness i.
bir arazi taksimatında fazla alan tarafın az alan tarafa yaptığı fark ödemesi owelty of partition i.
(medeni hukuk) tarafsız bir yedieminin davaya konu olan mülkü elinde tutup ait olduğuna hükmedilen tarafa iade etmeyi kabul ettiği teminat türü sequestration i.
Insurance
sigortalının üçüncü bir tarafa karşı haksız bir fiil işlemesi halinde onun yasal sorumluluğunu kapsayan sigorta personal liability insurance i.
Technical
ana yola paralel olup bir tarafa sapma lateral i.
ana galeriye paralel olup bir tarafa sapma lateral i.
bir tarafa koymak put away f.
bir tarafa doğru yatmak indene f.
bir tarafa yatırmak heel f.
bir tarafa yatmak bank f.
bir tarafa saptırmak deviate f.
bir tarafa yatık inclined to one side s.
bir tarafa doğru yatmış sideling s.
bir tarafa şevli sloping towards s.
başı veya burnu bir tarafa çevrili headed into s.
bir taraftan diğer tarafa through zf.
bir taraftan diğer tarafa thru zf.
Telecom
el yazısı ve çizimlerin kalem hareketleri kopyalanarak karşı tarafa iletimini sağlayan bir yöntem telautography i.
Railway
onarım sırasında rayları geçici olarak tek bir tarafa çeviren mekanizma shoefly i.
Aeronautic
uçakta bir tarafa yatmak bank f.
başı bir tarafa çevrili headed into s.
burnu bir tarafa çevrili headed into s.
Marine
iki direkli bir gemide baş tarafa yakın direk foremast i.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirme jibe i.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer i.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer stay i.
başı bir tarafa doğru olmak head f.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jib f.
pruva yelkeni bir tarafa, ana yelkeni diğer tarafa açılmış (sübye armalı gemi) goosewinged s.
Medical
yılanvari kıvrımlarla bir taraftan diğer tarafa uzanan oluşum serpiginous i.
Pathology
iç organın normal yerinden zıt bir tarafa kayması transposal i.
Botanic
tek tarafa bakan sarı renkli çiçek salkımları olan avrupa'ya özgü bir kurtluca woodland germander (teucrium scorodonia) i.
tek tarafa bakan sarı renkli çiçek salkımları olan avrupa'ya özgü bir kurtluca wood sage i.
bir tarafa eşit oranda eğilen homomallous s.
bir tarafa eşit oranda kıvrılan homomallous s.
Philosophy
bir şeyi bilmiyormuş gibi yapıp ustaca sorular sorarak karşı tarafa yanlış düşüncelerinin farkına vardırma irony i.
Military
(uzay kullanımında) düşmanın abd'ye veya üçüncü bir tarafa ait uzay sistemleri ve hizmetlerini kendi avantajına kullanmasını önleyici tedbirler prevention i.
(birlikler) yavaşça bir tarafa hareket etmek shog f.
Sport
(kriket) topun ters tarafa yollandığı bir atış türü pull i.
(bir tarafa düşecek şekilde) topa vurmak cut f.
Wagering
bir oyunun muhtemel sonucunu eşitlemek ve bahsin değerini arttırmak için güçsüz olan tarafa tanınan handicap i.
Archaic
bir tarafa sarkan lapsided s.
bir tarafa yatık lapsided s.
bir tarafa doğru slope zf.
Slang
bir tarafın diğer tarafa karşı acıma duyduğu seks mercy fuck i.
küçük araçların enkazının her tarafa/çok geniş bir alana dağıldığı kaza mahalli yard-sale i.
ağzı yüzü bir tarafa kaymış bent out of shape s.